8 kasım sabahı kalktığımızda bu gün havanın parçalı bulutlu olduğunu gördük önce kahvaltımızı yapıp sonra çadırlarımızı topladık ve kamping görevlilerinin binasının önünden geçerek ana yola çıktık.Bizim geceleyin kampta kaldığımızın kimse farkında değildi ,böylece adam başı 9 euro dan kurtulmuş olduk.
Kavala'yı arkamızda bırakıp Selanik istikametinde yola devam ediyoruz.
Hüseyin ve Atakan yol üsütündeki bir markete alış-veriş yapmak üzere girdiklerinde onlar bana nasıl olsa yetişir düşüncesi ile yola devam ettim .Bir kavşka geldiğimde Selanik tebalasını gördüğümden işaret istikametinde yola devam ettim ama yokuşun sonunda yine bir kavşak vardı ve değişik 2 istikametten Selanik'e gidiliyordu.Bu yüzden onları beklemeye karar verdim,yarım saat geçmesine rağmen gelmediler,o esanada aşağıda fotoğrafı olan yunanlı bisikletçiye arkadaşlarımı beklediğimi ama gelmediklerini söylediğimde bana sahilden başka bir yol daha tarif etti.O yol yazlık bir kasaba içinden geçiyordu ,o yüzden yanıldım ve onları o kavşakta beklemedim .Yunanlı bisikletçiyle geri dönerek yazlık kasaba içinden geçen yolu takiben pedal basmaya başladım ve yolda gördüğüm bir kaça kişiye onları sordum ,yola bu istikametten devam ettiklerini duyunca içim rahatladı. Tam 60 km onlara yetişeceğim diye durmadan pedalladım.Onlarda bana yetişmek için son hızla pedal basmışlar.
Yol fotoğraflarda görüldüğü gibi deniz kenarını takip ediyor ,çok güzel asfalt ve inişli çıkışlı
Bu arada yolda durup birkaç Fotoğraf çektim .
Yola devam ederken Kanada'lı bir çifti görüp hemen onları durdum ve Hüseyin'le, Atakan'ı sordum yarım saat kadar önce gördüklerini söylediler.Kendileri bisiklet gezgini . Avrupa 'da bir çok ülkeyi gezmişler şimdi Türkiye'ye gidiyorlarmış .Bir aya sonra sahil yolunu takip ederek Antalya'da olacaklarını söylediler.Çok cana yakın insanlardı.
Selanik istikametinde yola devam edip bir müddet sonra Arkadaşlarımı beni beklerken yakalıyorum .Beni görünce çok seviniyorlar" Atakan seni kabettiğimiz düşünüyorduk ,ama oğuz abi başının çaresinen bakar "diye düşündük diyor Hüseyin'de ne kadar çok üzüldüğünü ve beni görünce de çok sevindiğini söyledi.Orda hazırladıkları yiyeceklerden bir şeyler atıştırdıktan sonra yola devem ediyoruz ,ama biraz sonra lastiğim patladı bir diken girmiş .Atakan hemen lastği tamir etti.
Çok güzel bir yazlık kasabanın kasabanın içinden (Agios Georgios)geçiyoruz ,ama mevsim bittigi için bom boş
Kasabanın hemen dışındaki süper marketten alış veriş yapıp biraz ilerde bir dere yatağı üzerinde uygun bir kamp yeri buluyoruz ,Hüseyin İtiraz ediyor " gece yağmur yağar ve yukarıdaki baraj taşarsa boğuluyoruz " diyor ama karanlık bastığından oda kaderine razı olup çadırını kuruyor.Akşam yemeklerimizi yedikten sonra güzel bir yunan şarabı eşliğinde sohbet edip sonra çadırlarımızda istirahate çekiliyoruz...
27 Kasım 2011 Pazar
22 Kasım 2011 Salı
KEŞAN -SELANİK TURU 3 GÜN
07 KASIM Günü sabah saat 07:00 de uyandığımızda ve yine pırıldayan bir güneşle karşılaştık,Tura çıkmadan önce incelediğimiz hava tahmini tutuyor,işallah bu yağışsız hava tur boyunca devam edecek .Kampımız resimde görüldüğü gibi çok güzel ve yol üstünde bir yer .Kahvaltımızı etikten sonra saat 09:30 civarında yola çıktık.
Hüseyin şahin malzemelerini topluyor sağ olsun biraz ehli keyif "bizi kovalayanmı var bırakın bu turun zevkini alalım" diyor haklıda ama Atakan biraz aceleciydi bir an evel yol alıp hava karamadan kamp yerini bulmaktan yana
Atakan hareket etmeden önce bulaşıkları yıkıyor
Nihayet İskecedeyiz,Atakan elindeki navigasyon cihazı ile bizi şehrin merkezine getirdi.
Şehir merkezinde açık bir havada cafede oturup frenc press kahvelerimizi yudumluyor ve burda olmanın keyfini çıkarıyoruz.
Burda çok Türk var ,bu gençlerde Türk ve üniversitede okuyorlar,bize İskece hakkında bilgi verip resimlerimizi çektiler
Bunlarda Türk Çalgıcılar Bayram dolayısıyla bu alanda dolaşıp bizim havaları çalıyorlar,kendinizi Türkiye'de gibi hissedebilirsiniz.Yalnız bir Türk yanımıza yaklaşıp bizi ikaz etti "burda çok fanatik yunanlılar var ,dikkati çekiyorsunuz hatta bir yunan tv sizi çekiyor,muhtemelen yarın tv de çıkarsınız. Bunlar burayaTürkiye'den gelen eski araba koleksiyoncularına sataştılar ve olay çıkardılar" diye bizi ikaz ediyor.Bizde o anda değil ama daha sonra sehirden ayrılınca Türk bayrağını çıkartık .
Şehrin merkezinden çeşitli görüntüler
Bu sokakları takip ederek şehirden ayrılıyoruz
Kavala istikametinde yola devam ediyoruz
Yol hakikaten çok güzel ,insan zevkle bisiklet sürüyor ve etrafı seyrediyor.
Saat 13:50 cıvarında öğle yemeği molası veriyoruz.bu tip yerle yol boyunca çoktu.
Hüseyin ve Atakan yine yemekleri hazırlıyorlar ,çorba olmazsa olamazlarımızdan ama insanın içini ısıtıp enerji veriyor.
Onlar pişiriyor ben yiyorum ,sağ olsunlar
Hüseyin bulaşıklarını suda yıkarken elinden düşürdü ,su tavasını sürüklüyor oda takipte
Hüseyin tavasına kavuştu ve Atakanın yardımı ile kanaldan dışaırı çıkıyor
Kavalaya akşam saat 16:10 da varıyoruz
Fotoğrafta görülen süper marketten akşam için birşeyler alırken bende bisikletleri bekliyorum.
Kavala'nın sahildeki meşhur caddelerinden biri buraya restoran ve cafeler renk katıyor.
Hüseyin şahin malzemelerini topluyor sağ olsun biraz ehli keyif "bizi kovalayanmı var bırakın bu turun zevkini alalım" diyor haklıda ama Atakan biraz aceleciydi bir an evel yol alıp hava karamadan kamp yerini bulmaktan yana
Atakan hareket etmeden önce bulaşıkları yıkıyor
Takip ettiğimiz rota çok güzel hemen hemen sahile yakın ve hafif inişli çıkışlı ve çok güzel asfalt
Nihayet İskecedeyiz,Atakan elindeki navigasyon cihazı ile bizi şehrin merkezine getirdi.
Şehir merkezinde açık bir havada cafede oturup frenc press kahvelerimizi yudumluyor ve burda olmanın keyfini çıkarıyoruz.
Burda çok Türk var ,bu gençlerde Türk ve üniversitede okuyorlar,bize İskece hakkında bilgi verip resimlerimizi çektiler
Bunlarda Türk Çalgıcılar Bayram dolayısıyla bu alanda dolaşıp bizim havaları çalıyorlar,kendinizi Türkiye'de gibi hissedebilirsiniz.Yalnız bir Türk yanımıza yaklaşıp bizi ikaz etti "burda çok fanatik yunanlılar var ,dikkati çekiyorsunuz hatta bir yunan tv sizi çekiyor,muhtemelen yarın tv de çıkarsınız. Bunlar burayaTürkiye'den gelen eski araba koleksiyoncularına sataştılar ve olay çıkardılar" diye bizi ikaz ediyor.Bizde o anda değil ama daha sonra sehirden ayrılınca Türk bayrağını çıkartık .
Şehrin merkezinden çeşitli görüntüler
Bu sokakları takip ederek şehirden ayrılıyoruz
Kavala istikametinde yola devam ediyoruz
Yol hakikaten çok güzel ,insan zevkle bisiklet sürüyor ve etrafı seyrediyor.
Saat 13:50 cıvarında öğle yemeği molası veriyoruz.bu tip yerle yol boyunca çoktu.
Hüseyin ve Atakan yine yemekleri hazırlıyorlar ,çorba olmazsa olamazlarımızdan ama insanın içini ısıtıp enerji veriyor.
Onlar pişiriyor ben yiyorum ,sağ olsunlar
Hüseyin bulaşıklarını suda yıkarken elinden düşürdü ,su tavasını sürüklüyor oda takipte
Hüseyin tavasına kavuştu ve Atakanın yardımı ile kanaldan dışaırı çıkıyor
Kavalaya akşam saat 16:10 da varıyoruz
Fotoğrafta görülen süper marketten akşam için birşeyler alırken bende bisikletleri bekliyorum.
Kavala'nın sahildeki meşhur caddelerinden biri buraya restoran ve cafeler renk katıyor.
Akşam karanlığınla birlikte Kavala çıkışında uluslar arası yaz ve kışın açık olan kampinge geldik ama kapısında hiç kimse yoktu bizde içeri girip kendimize etrafı tamamen ağaçlarla kaplı ve suyu olan tuvaletlere yakın bir yerde çadırlarımızı kurduk. Akşam yemeğini yedikten sonra onlar şaraplarını yudumlayıp sohbet ederken , bende çadırımda istirahate çekildim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)